Kayıtlar

Mayıs, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şey...(BAŞLIK NOT FOUND)

Aman tanrım bunu taaa ne zaman yazmışım ama şimdi yayınlıyorum. Sanırım 2013 falan bunu yazışım o zamandan bu zamana ne çok şey değişmiş. Her neyse okuyun!  :) Evet. Sanırım benim de artık bi şeyler yazma vaktim geldi. Benim öyle defterin en arka sayfasında durması gereken şeylerim belli bi defterin herhangi bir sayfasında bulunur. O yüzden size arka sayfamda diyip yalan söylemeyeceğim. :P  :) Sorun şu ki; benim defterimin arka yaprakları hep belli birisiyle ilgili şeylerle doludur. Bu kişi benim gözümde çok büyük ve sanırım buraya da biraz ondan kusucam :) Ama bu her yazdığımın onunla ilgili olacağı anlamına gelmez. Arada böyle ne bileyim farklı şeyler de yazıcam yani sıkılacağınızı sanmam.  ( REKLAMLAR ) Ki eğer öyle olursa isteklerinizi fikirlerinizi bizimle paylaşırsınız hem siz mutlu olursunuz hem de biz. ( REKLAMLAR )             Hayat bazen çok komik olabiliyor. Bazen de çok monoton ama ben hayatımın her gününe değişik bi aksiyon katmayı tercih ediyorum. Tabi banka soymayı p
Yine kafamı toplayamıyorum. Ve bildiğim en iyi şeyi yapacağım. Yazacağım. Çünkü yarın ortalıkta "şapşal şapşal" dolaşıp dişlerimi dilimin arasına sıkıştırıp sırıttığımda bir nedeni olacak. İyi ki var. Hep olabilir bence. İşte böyle anlarla dolu koca bir hayat, gidilecek çok uzun yol var önümüzde. Beraber veya ayrı ayrı. Bu uzun yolda......Bir saniye. Sadede gelmeliyim. AŞK YENIDEN AKDENIZIN TUZU GIBI AŞK YENIDEN RUZGARLI BIR AKŞAM VAKTI AŞK YENIDEN KARANLİKTA BIR GÜL AÇARKEN. Gözlerim doluyor aşkının şiddetinden kendimden geçiyorum. Yıldızlar tutuşurken gecelerin şehvetinden kendimden geçiyorum... } işte böyle bir şey. Sorun mu desem sonum mu desem "SONUNDA !" mi desem bilemiyorum. Ama içimde yeniden huzur, içimde yeniden mutluluk hissi olması harika. İŞTE SEVGI. Önceden neden haykıramıyordum böylesine? Sorun şuydu: konunun aşka gelip kötü bir hal almasından korkuyordum. -duk. Şimdi mutluyuz. Konuştuk anlaştık. Artık bana aşık. Hayır tabi ki. Böyle ol

Taş attım da kolum mu yoruldu? Geldi mi o taş?

Şimdi çok sert konuşmayı sevmeyen biri olarak sadece düşünce paylaşarak yazacağım ama içimdeki kin böyle boşalmalı. O kadar berbatsınız ki, düşünmüyorsunuz, düşündüğünüz her şeyi de gerçek kabul ediyorsunuz. Düşünmeyen kesimi tamamen yoksayarak devam ediyorum. Asıl kızdığım düşündüklerinizin doğru olduğunu sanmanız değil. Asıl kızdığım her şeyi konuşmanız. Herkes, her konu, her olay konuşmak için yeni bir fırsat sadece. Sıkıldığınızda da neleri etkilediğinizi düşünmeden kesip atıyorsunuz. Çoğunluksunuz, böyle olmanın avantajlarını ve insanları kullanmak dışında yaptığınız iyi bir şey yok. Sizden nefret ediyorum. Görüşeceğiz. İg.
Bir gece, saat öbür günü çeyrek geçe, oturmuş düşünüyorum. Sonra aklıma yazmak geldi her zamanki gibi. Bir sonraki yazımda yazabilecek neyim var diye liste yaptım. Eğer deftere yazarsam bunlardan birini, ve beğenirsem yarın en geç öğlen size ulaşır. Takipte kalın. İçinizdeki hislerden bulacaksınız burada.
Her şeyi ama her şeyi unutabilir insan. Ama şu insan beyninin hatırlamak diye bir yeteneği var. Her unuttuğunu bir gün hatırlayabilir bu beyin. Nasıl sevdiğini, nasıl bir daha görebilmek için çırpındığını, bir kez olsun bakınca nasıl ölüp dirildiğini, sevmediğini hissettikçe nasıl paramparça olduğunu içinin... Ve daha bir sürü şey. Sadece bir anda göz göze gelmek, aslında hala onu izlediğini fark ettiriyor. Sonra şimdiki hayatını merak ediyorsun. Tam burada ipi boynuna geçirip beklemeye başlıyorsun. Sırayla onun hayatıyla ilgili yeni öğrendiklerin sandalyeni sallıyor. En son olarak onu unuttuğunu kendine kanıtlamak için yaptıkların, ipi boynundan çıkarıp, seni sandalyeden indiriyor. Bir saniye rahat bir nefes alıyorsun ve kendine yalan söylediğin gerçeği kalbini söküp alıyor. Işıklar sönüyor. Arkadaşların gidiyor. Karanlık bir odada kalbin olması gereken yer acıyor. Sesler uzaklaşıyor. Yalnız kalıyorsun. Bağırıp kurulmak istiyorsun ama sesin dönüp seni tokatlıyor. Onun sensiz mutlu
Şu anda ders dinlemem veya ders çalışmam gerek, farkındayım. Ama durup düşünmekten kendimi alamıyorum. Hatta düşünmek yetmiyor ve yazmak ihtiyacım var. Ve paylaşmak. Önümüzdeki günlerde çok içten çok dürüst yazacağım konular var. Hepinizden nefret ediyorum. Görüşeceğiz.